İşte özgüvenle ilgili karşılaştığım en yaygın 3 efsane:
1. Güven, korkunun olmamasıdır.
2. Bazı insanlar özgüvenli doğar, diğerleri o kadar şanslı değildir.
3. Güven oluşturamıyorum, bana gelmesini beklemeliyim

İşte benim güven anlayışım:
Özgüven, korkunun yokluğu değildir.
Özgüven süreci için korkuyu hissetmeye ve yine de denemeye istekli olmaktır.
Aynı zamanda başarı veya başarısızlıkla ilgili belirsizliklerle yüzleşmeye istekli olmalısınız.
Bu isteklilik, eylemlerinizin kendi kişisel değerlerinizle uyumlu olduğunun netliğinden gelir.
Aynı zamanda kendine şefkatli bir yanınızdan gelir.
Bu, başarısızlık karşısında bile kendi arkanı kollayacağını ve en iyisini kendi başına yapacağını bilmek anlamına gelir.
Kendinize küçümseme ve utanç yerine nezaket ve cesaretlendirme ile davranmak, başarısızlığın acısını giderir.

İnsanlar kendinden emin doğmazlar. Bunu çocuklukları boyunca ve ilk yetişkinlik dönemleri boyunca çevrelerindeki insanlardan öğrenirler.
Bir yetişkin olarak ilk kez kendine güvenmeyi öğrenmek zor ama imkansız değil.
Güvenin size gelmesini beklemenin sorunu, asla gelmemesidir.
Çünkü güven eylemden önce gelmez. Önce eylem gelir, sonra güven oluşur. Küçük, ulaşılabilir adımlarla başlarsanız, güveniniz artar.
Bu nedenle, öz-şefkat gibi becerileri öğrenmek, güven oluşturmaya yardımcı olur.
ve en önemlisi başarısız olmaktan korkamamak bu işin anahtarı…

Eda Nur Çakmak
Psikolojik Danışman