Anksiyete, bir türlü ayrılmayacak olan istenmeyen bir misafir gibi hissedilebilir.
Ama istediğin hayatı yaşamaya başlamadan önce bunun kaybolmasını beklemek kötü bir fikir.
Neden? Çünkü eylemsizlik ve kaçınma kaygıyı devam ettirir ve aslında uzun vadede daha da kötüleştirir.
Pek çok insanı korku karşısında harekete geçmekten alıkoyan şeylerden biri, “Korku ile baş edemiyorum.
Onun üzerinde hiçbir kontrolüm yok” inancıdır.
Duyguyu nasıl tutacağınızı, deneyimleyeceğinizi ve temel çizgiye nasıl döneceğinizi öğrenmek, öğrenilmesi gereken en değerli yaşam becerilerinden biridir.
Artık korkudan korkmadığınızda, değerlerinize dayalı yaşam seçimleri yapmakta özgürsünüz.
Bu nedenle, kaygının yoğunluğunu azaltmanın pek çok yolu olsa da, onu deneyimlemeye istekli olmalısınız. Korkuyu durduramadığınızda, onu yanınıza alın.
Yapmak istediğin şey? Korkarak yap.
Sadece bu değil, 20 kez korkut.
Sonra kendinize bakın ve o korkunun yoğunluğunun azalıp azalmadığına bakın.
En çok yaptığınız şeyler konfor alanınız olur.
Bu nedenle eylem sizin süper gücünüzdür. Yaptıklarınız, nasıl hissettiğinizi değiştirir.
Şiddetli anksiyete ve panik ataklarınız varsa, bunu yapmadan önce profesyonel destek alın.
Önce duygu yoğunluğunu azaltmaya yardımcı olan kaygı yönetimi becerilerini öğrenmek için biraz zaman ayırın. Bu, korkularınızla yüzleşebileceğinize dair güveninizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Bu gönderiyi beğendiyseniz, biriyle paylaşarak ihtiyacı olan birine ulaşmasına yardımcı olabilirsiniz. Sevgiler…
Eda Nur Çakmak
Psikolojik Danışman