Çok duyduğum bir söz “böyle hissetmemeliyim”. Hiç geçerli, insani bir duyguyu deneyimledikten sonra kendinize bunun yanlış olduğunu söylediğiniz oldu mu? Bir şeyi hissetmemeniz gerektiğine inandığınızda, ona direnirsiniz. Duyguyu ezersiniz ya da itersiniz ve ondan kaçınırsınız.

Duyguları nasıl uzaklaştırırız? Bazı insanlar gülümsemeye ve orada yokmuş gibi davranmaya devam eder, bazıları yemek yer, diğerleri alkol alır, uyuşturucu kullanır veya saatlerce oyun oynayarak ya da televizyon izleyerek geçirir.
Bir kenara itilen duygulara ne olur biliyor musunuz? Orada kalırlar, duyulmayı beklerler. Stres biriktiğinde, yorulur ve gardınızı düşürürsünüz. Sonra duygu uçarak gelir ve sizi alt eder. Normalde adımınızı atacağınız küçük ve önemsiz bir şey olur. Sonuç, sizi ve çevrenizdekileri şaşırtan yoğun bir duygu akışıdır.

Bu konuda ne yapmalı ? Denizde durduğunuzu hayal edin. Su bel hizasına gelir. Size doğru gelen her dalgayı görebilirsiniz. Dalgaların ilerlemesini engellemeye çalışırsanız, yüzeye çıkmak için çabalayarak takla atarsınız. Dalganın geldiğini kabullenir ve kendinizi buna hazırlarsanız, manzara farklı görünür. Güçlü bir duruşla kendinizi sabitlersiniz. Dalga ayaklarınızı yerden keser ama yere inerken yeniden dengenizi sağlamaya hazırsınız. Her dalga geçip gider ve siz güçlü kalırsınız ve bir sonraki için hazır olursunuz.

Duygusal deneyim, bu dalgaların arasında durma fikrini yansıtır. Duygu ve acıyı insan olmanın doğal bir parçası olarak kabul etmek, kendinize doğru şekilde bakmanızı sağlar. Bu, duyguların sizi doğal olarak yıkayabileceği ve daha hızlı kaybolabileceği anlamına gelir.
Bugün bir duygunun geldiğini fark ettiğinizde, bırakın orada olsun. Yıkanmasına izin verin. Bırak geçsin. Onunla savaşmayı bıraktığınızda farkı fark edin. Bunun yerine, kendinizi rahatlatmaya ve geçtiğinde tekrar ayaklarınızın üzerine düşmek için gerekli olanı yapmaya odaklanın. Acı verici duygulara genellikle nasıl tepki verirsiniz?

Eda Nur ÇAKMAK
Psikolojik Danışman