0530 309 2389 info@edanurcakmak.com Pzt - Cuma: 9.00 - 21:00

İletişim

Vajinismus Nedir?

Vajinismus kadınların yaygın olarak yaşadıkları bir cinsel işlev bozukluğudur. Vajinismus başta üreme sorunları olmak üzere kadınların hayatını psikolojik ve sosyal yönden olumsuz yönde etkiler. Evli çiftler açısından ele alındığı zaman ise vajinismus problemi ciddi aile içi sorunların yaşanmasına neden olmakta, kadınların yanında erkeklerin de cinsel ve psiko-sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle erken dönemde vajinismusun tanı ve tedavisi oldukça önemlidir.

Vajinismus Nedir?

Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde, vajinanın dışa yakın kısmını çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olması olarak tanımlanır. Kasılmalara, girişe ilişkin korkular, kaygılar eşlik eder. Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı kadın kendisi yapmaz. Bunlara, bedenin çeşitli bölgelerinde, hatta tüm bedende kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma, fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu kadında cinsel birleşmeye izin vermez. Daha az sayıda vaka da ise zorlamayla giriş olabilir ancak birleşmeler ağrılı ve acılı olur.

Vajinismus Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus belirtileri; vajinismus türleri ve vajinismus derecelerine göre kişiden kişiye farklılık gösterir. Genel olarak belirtiler:

  • Cinsel ilişkide bacaklarla vajinayı tamamen kapatma isteği gelmesi
  • Cinsel birleşmeden korkma, cinsel birleşmeyi deneyememe
  • İlişki sırasında ya da öncesinde yoğun stresten kaynaklı terleme, titreme gibi durumların görülmesi
  • Vajinaya parmak sokamama
  • Tampon ve fitil tipi ilaçların kullanımında da aynı korkunun yaşanması
  • Jinekolog muayenesinden korku veya rahatsızlık duyulması
  • Partnerin vajinaya dokunmasına izin vermeme
  • Sevişmede ve istekte sorun yokken, ilişki anı geldiğinde kasılma, panik olma
  • Cinsel ilişkide penisin ancak bir kısmının içeri girebilmesi

Vajinismus Nedenleri

Kadını her alanda ve cinsellikte “talep eden olmama”, “istekli gözükmeme” vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlayan etkenlerin başında gelir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismusa daha az rastlanır.

Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve tabular vajinismus gelişiminde önemlidir.  Ülkemizde çocukluktan kalma korkuların, bekâret kavramına verilen tartışılamayan önemin, ‘kızlık zarı’ ve ‘ilk gece’ konusundaki yaygın yanlış inanışlarla pekişen kaygıların, cinsel deneyimin sadece evlilikle başlanması kuralı ile pekiştirilip buna paralel cinselliğin aşamalı gelişemeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının vajinismus gelişmesinde etken olduğu söylenebilir.

İlk gecenin ‘korkunç’ olduğu söylemleri, ‘çok kan geleceği’ hikâyeleri büyüyen kadınlar cinselliğe olan bakış açıları da çarpıtılmış olmaktadır. Haliyle bu söylem ve yanlış inanışlar vajinismusun gelişimine katkı sağlamaktadır.

Cinsel istismar, saldırı veya tecavüz gibi olaylar da vajinismusa neden olabilmektedir. Aynı zamanda hamile kalma korkusu, ilişkideki sorunlar, günlük yaşam stresi de nedenler arasında olabilmektedir.

Vajinismus nasıl tedavi edilir?

Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir. Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluklarının başında gelir. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Cinsel terapi çoğunlukla çift görüşmesi şeklinde yapılır. Travmaya bağlı gelişmiş vajinismus vakaları bireysel olarak da çalışılabilir. Önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları değerlendirilir, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğruların aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir ve tedavi sonlanır.

-Psikolojik Danışman Eda Nur ÇAKMAK

Bir yanıt yazın